Sosyal Medyada Linç Eşiği: Kurumsallık
Geçtiğimiz günlerde bir kitapçı, tatsız bir olayın tam ortasında buldu kendisini. Fenerbahçe’de hizmet veren Moda Kitap isimli kitabevi, bayramda attığı bir tweet’e cevap veren bir takipçisine Fenerbahçe’nin şike sürecine gönderme yaptığı bir espriyle karşılık verince aldığı tepkiler kısa sürede olayı bir sosyal medya lincine dönüştürdü.
Esprinin niceliği, niteliği, yeri ve zamanı ayrıca tartışılabilecek şeyler. Ancak dünyanın neresinde olursanız olun; futbol, siyaset, din gibi yer yer fanatizme varan takipçileri olan her olguda yaptığınız espriler sivri bir bıçak gibidir. Ya o bıçağı tutanı keser, ya da o bıçakla birileri kesilir.
Nitekim, hedef göstermeye varan tepkiler sonucunda Moda Kitap günlerdir kapalı duruyor…
“Espri de mi yapamayacağız?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Sosyal medyada bu gibi durumlarda bir stepneniz var: Kurumsallık.
Olayın espri boyutuna dair bir yaklaşım getiremem belki ama dört yılı aşkın süredir profesyonel düzeyde sosyal medya danışmanlığı yapan birisi olarak tam bu noktada birkaç kelam edeceğim.
Şirketler, ister bir ister bin kişiden oluşsun; onları oluşturan bireylerden farklı bir üslup sahibidir. Bu üslup, şirketin kurumsal kimliğinin belkemiği görevi görür. Basit bir örnekle; bir havayolu firması, sahibinin taraftarı olduğu bir futbol kulübüne sponsor olduğunda nasıl ki öbür kulüplerin taraftarlarından çok üst düzey tepki görmüyorsa, bu iki unsurun farklılığına delalettir. Sponsorluk, üslup değildir. Ancak bu sponsorluğa gelecek olası tepkilere karşılık verme yolu üsluptan geçer.
Daha somut bir örnek vereyim.
Bu beyefendinin ismi, Richard Branson. Kendisi biraz çılgın bir işadamı.
Yatırımları arasında yer alan Virgin Hotel’in ilk Chicago şubesi açıldığı hafta Chicago Bulls-Atlanta Hawks maçının devre arasında parkede kurulan dev bir bowling alanında kendisini canlı bowling topu yaparak lobutlara fırlattırdı.*
Hayatın her alanında olduğu gibi, sosyal medyanın her platformunu da olabildiğince aktif kullanıyor.
Üstelik sadece kendisi değil, başta Virgin Atlantic isimli havayolu firması olmak üzere tüm şirketlerinin de sosyal medya hesapları pek aktif…
Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de yapılan AB referandumu sonrası bazı sosyal medya kullanıcıları Branson’ın hesabında Brexit hakkında neden görüş bildirmediğine dair sorular içeren yorumlar yaptılar. Bu kullanıcılar, Branson’ın firmalarının sayfasına gidip de işadamına soru yöneltmeyi tercih etmediler. Keza daha ciddi bir şeyler olsaydı da sorular Branson’ın resmi hesaplarında kendisine yer bulacaktı. Bunun nedeni de bizi yazının başına götürüyor: Kurumsallık.
Netice olarak demek istediğim şey, temelde şu: Moda Kitap’ın sahibi Hakan Tunç, Fenerbahçe esprisini kendi kişisel hesabından yapsaydı alacağı tepkiler bir yere kadar Moda Kitap’a dokunurdu. Ancak doğrudan kurumsal bir niteliğe sahip, markasıyla özdeşleşmiş bir hesapta bu espriyi yaparak sonucunu hiç kimsenin tasvip etmediği şeyler yaşadı.
Elbette hiçbir firma sahibinin kendisine pek aktif sosyal medya hesapları açmak gibi bir zorunluluğu yok. Ancak Moda Kitap olayında gördüğümüz gibi bir işletmenin sosyal medyada sergilediği dili ve tavrı, sahibinin sesi olduğu taktirde; iki ucu keskin bir bıçağa dönüşüveriyor sosyal medya.
